Kumkapı gezilecek yerler tarih meraklılarına hitap ediyor. İstanbul-Fatih ilçesinin nostaljik semtlerinden biri olan Kumkapı’da gezilecek yerler, gidilecek balıkçılar ve meyhaneler keşfedilmeyi bekliyor.
Evet, bir Eminönü veya Balat kadar popüler olmasa da, gezilecek yerler Kumkapı semtinde de yok değil. Kiliseler ve camiler bunların başında geliyor.
İşte sizi İstanbul’un az bilinen güzellikleriyle tanıştıracak Kumkapı gezi rehberi:
Kumkapı Hakkında Bilgi
Langa (Vlanga) ile Samatya (Psamathia) semtleri arasında konumlanan bu tarihi semt; Yenikapı, Gedikpaşa ve Kadırga ile komşu. Yüzyıllara vakur duruşuyla meydan okuyan, kulak verene asırların ötesinden fısıldayan bir yer Kumkapı.
Burada meyhane komşuluğu, balıkçılık ve bohem yaşam tarzı hüküm sürüyor. İstanbul’un kaybolmaya yüz tutmuş lokanta ve fasıl kültürü Kumkapı’da hayat buluyor.
Bizanslılardan miras kalan tarihi dokusu ve farklı kültürleri birleştiren Kumkapı, sizi geçmişte yolculuğa çıkaracak.
Tarihi Yarımada’nın keyifli semtlerinden biri olan Kumkapı, İstanbul’da meyhane kültürünün en yoğun yaşandığı bölgelerden. Hatta eskiden sokaklarda rakı içilip dans edilen bir yermiş burası. Yıllar geçse de Kumkapı yine gezilip görülesi bir yer. Hâlâ balık ile rakının anavatanı durumunda.
1994 tarihinde araç trafiğine kapatılarak turistik bir yer hâline getirilen Kumkapı, bugünkü görüntüsünü ona borçlu. Eski müdavimleri, eski fiyatlar ve eski atmosferi kalmamış olsa da İstanbul’un son meyhane bükücüleri arasındaki yerini koruyor bu semt. 😂
Semtin en popüler gezi noktası taze balıklarıyla insanı cezbeden balık pazarı. Öte yandan pazarın önünde, etrafa mis gibi kokular yayan balık pişirme yerleri mevcut.
Son dönemde restore edilen tarihi ahşap evler de Kumkapı’ya farklı bir ambiyans katıyor. Semtteki bütün gezilecek yerler ile ilgili detaylar biraz sonra burada, hattan ayrılmayın…
Kumkapı Tarihi
Semtin ilk adı, Yunanca Kontoskali kelimesinden geliyor. Bu, ‘küçük iskele’ anlamını taşıyor. Kum yüklü gemiler, uzun yolculukların ardından soluğu bölgenin limanında alır, yüklerini buraya boşaltırlarmış. Kumkapı adı buradan geliyormuş.
Başka bir kaynağın ifadesine göre rüzgar çıktığı zaman Marmara Denizi’nin dalgaları kum taneciklerinin Kumkapı sahillerine yayılmasına sebebiyet veriyormuş. Bu adı alması o yüzden.
Neyse ya, sonuçta ortada bir kum var mı var, orada hemfikiriz. Kimin getirdiği önemli değil kardeşim, yeter ki kum olsun. 😂😂
Konuyu saptırmayalım. biz tarihi bilgiler paylaşmayı severiz. Ayıptır söylemesi bu hususta tecrübeliyizdir. Mesela daha önceden Yerebatan Sarnıcı ve Aspendos Tiyatrosu gibi tarihi yerlerden bahsettiydik. 😂 Oralara da bir nazar ediverin.
Kumkapı tarihçesi mevzusuna geri dönecek olursak: 17. yüzyılda bölgeye Kadırga limanı yapılır ve 1970’lere kadar bu liman balıkçı tekneleri tarafından kullanılır.
- yüzyılın ortalarına gelindiğinde Ermeni Patrihanesi Nişanca’ya taşınır. Bu olay Ermeni nüfusunun artmasını sağlar ve birçok kilise inşa edilir.
Ayrıca fetih sonrası buraya çeşitli yörelerden getirilen Hristiyanlar da yerleştirilir. Midilli Adası ve Kyzikus Yarımadası’nın halkı burayı yurt edinir. Amaç nüfus dengesini sağlamak. Çünkü o zamanlarda Rum nüfus fazla, Ermenilerin buraya yerleştirilmesi Rum nüfusun bölgeye hâkim olmasını önlemeye yönelik.
Zorunlu göç nedeniyle Kumkapı’yı mesken tutan gayrimüslimler için okullar da hizmete sunulur. Çok dinli, çok milletli mozaiğin bir parçası olan Kumkapı; Ayia Kiryaki, Theotoku Elpida, Ayios İoannis ve Ayios Nikalaos gibi kiliseleriyle şöhret kazanır.
Yerleşim arttıkça Kumkapı’nın sosyal aktivite alanları da artış gösterir. Pek çok parkı ve bahçesi olan Kumkapı o dönemde ayrıca meyhaneleriyle ünlenir. Bugün de Kumkapı gezilecek yerler arasında bölgenin demirbaşı olarak nitelendirilebilecek meyhaneler, tarihi ve doğal güzellikler varlığını devam ettiriyor.
Bu arada bölgenin büyük bir yangın geçirir. Söz konusu yangın, burada bulunan pek çok eseri küle çevirir. 1865 yılında gerçekleşen bu yangın semtin tarihinde bir dönüm noktası olur ve Kumkapı, köklü bir değişim süreci yaşar. Yeniden imar edilen semt, batılılaşmanın etkisinde kalır ve klasik Osmanlı mimarisinin izleri yavaş yavaş kaybolur.
Burası Evliyâ Çelebi’nin Seyahatname adlı eserinde de kendine yer bulur. Semtin sahilinde birçok deniz canlısının yuva yaptığından bahseden ünlü seyyah, Kumkapı meyhanelerine değinmeyi unutmaz.
1950’li yıllardan itibaren asıl kimliğinden uzaklaşmaya başlayan Kumkapı, şimdi denizden uzak. Fakat yine de hâlâ İstanbul yapbozunu tamamlayan bir parça.
Kumkapı gezi rehberi önsöz burada biter. Şimdi asıl hikâyeye geçebiliriz:
Kumkapı’da Gezilecek Yerler
Size Kumkapı’nın gezilecek yerleri saymakla bitmez falan tarzında klasik cümleler yazmayacağız. Çünkü o kadar da abartmaya gerek yok. Ama en azından şu an en detaylı Kumkapı gezi rehberi ile karşı karşıyasınız, orası kesin. İşte buraya yolu düşecek olanlar için ziyaret haritası:
Tavaşi Süleyman Ağa Camii
Kumkapı tren istasyonu ile karşılıklı konumlanıyor. Ahşap bir mimariye sahip bu cami, mimarisiyle görülmeye değer bir yapı. 1744 yılına tarihlenen caminin neden bu ismi aldığına yönelik ilginç bir söylenti var. 17. yüzyılda haremlerde görev alan, hadım edilmiş erkek köleler Tavaşi olarak adlandırılıyormuş. Cami de Tavaşi Süleyman Ağa’nın emriyle yaptırıldığı için bu adı almış.
Ahşap minaresiyle dikkat çeken caminin avlusunda Süleyman Ağa’nın kabri yer alıyor.
Yol tarifi için tıklayın!
Ermeni Patrikhanesi
Padişah ile dini lider Hovagim bir araya geliyor. Bu esnada Hovagim, padişaha İncil okuyor. Fatih Sultan Mehmet ona ‘ne okuyorsun?’ diyor, o da ‘Allah’ın kitabını okuyorum.’ Diye yanıtlıyor.
Bunun üzerine; ‘madem öyle, rastgele bir sayfa aç ve tercüme et.’ Diyor. Hovagim, söyleneni yapıyor ve tesadüfen krallarla ilgili bölüm denk geliyor.
Hovagim, açtığı sayfayı okuyor ve padişahı; ‘mülkünüz genişleyecek, topraklarınıza yeni topraklar katacaksınız. Öyle ki bütün dünyanın sultanı siz olacaksınız.’ Diye müjdeliyor.
Padişah, ‘İstanbul da buna dâhil mi?’ diye soruyor.
Hovagim’in cevabı şöyle oluyor: ‘Tabii, hiç şüphesiz…’ Sonra Fatih’ten söz alıyor, ‘eğer İstanbul’u fethetmeyi başarırsanız, cemaatimi oraya yerleştireceğim ve patrik olacağım.’
İşte Kumkapı gezilecek yerler arasında başı çeken bu Ermeni Patrikhanesi’nin kuruluşu Bursa’da gerçekleşen bu olaya dayanıyor. Fatih Sultan Mehmet, sözünü unutmuyor ve fetihten sonra bunu tahakkuk ettiriyor.
Eskiden burada yaşayan Ermeni nüfus da, tıpkı Müslümanlar gibi bir hayat sürüyormuş. Evlerin kadın-erkek bölümleri ayrıymış, kadınlar dışarıda açık gezmezmiş.
Bugün Kumkapı’da Ermenistan’dan buraya göç eden Ermeniler ikâmet ediyor. Meryem Ana (Surp Asdvadzadzİn) Kilisesi günümüzde Ermeni Patrikhanesi’ne bağlı hizmet veriyor.
Birkaç kez yangınlardan dolayı harap olan patrikhanenin günümüzdeki kompleksi 1828 tarihinde yapılmış.
Aziz Theodore’ye adanan bu patrikhane Surp Harutyun Kilisesi’ne oldukça yakın. Bir ayazma üzerine kurulu patrikhanenin, ihtişamlı bir görünüme sahip bir de çan kulesi var.
Patrikhane’nin karşısında bir külliye var. Bu külliyede Surp Vortvots Vorodman ve Surp Haç Kiliseleri ile Asdvadzadzin Patrikhane Katedrali yer alıyor. Surp Harutyun Şapelinin alt tarafında bir su kaynağı mevcut.
Söz konusu Ermeni Patrikhanesi’nden Beyrut, Erivan ve Kudüs’te de bulunuyor. Burası, dünya üzerindeki dört hiyerarşik Ermeni kilisesinden biri.
Bu tarihi eserleri yakından görme fırsatı bulursanız fotoğraf karelerinize yansıtmayı ihmâl etmeyin! Yol tarifi için tıklayın!
Surp Vortvost Vorodman Kilisesi
Burası Meryem Ana Ermeni Kilisesi Vakfı tarafından yönetiliyor. Kilisenin diğer adı, ‘Patrik Mesrob II. Kültür Merkezi’.
Birinci Dünya Savaşı esnasında depo olarak kullanılan kilise, bir dönem halat ve zincir fabrikası olmuş. Daha sonra meydana gelen bir depremle beraber, barınak yeri olarak kullanılmaya başlanmış.
Zamanla harabeye dönüşmüş ve 28 Aralık 2011 itibariyle tekrar ibadete açılmış.
Bazen sergi ve konser gibi etkinlikleri de burada görmek mümkün. Yani hem dini hem kültürel bir işleve sahip.
Yol tarifi için tıklayın!
Nişancı Mehmed Paşa Camii
1475 senesinde yapılan bu cami, Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamlarından Karamanlı Mehmed Paşa adına inşa ettirilmiş. Fakat o günden bu yana defalarca yeniden yapılmış. Bugün, Osmanlı ahşap mimarisini yansıtan bir görüntüye sahip.
Tabii burada Kumkapı gezilecek yerler listenize eklemeniz gereken bir yer daha var: Tarihi hamam. Yapının tam karşısında bulunan çifte hamam, orijinalliğini koruyor. En eski İstanbul hamamlarından biri olup, misafirlerini ağırlamayı sürdürüyor. 14. yüzyıla tarihlenen Nişanca Hamamı Türkeli caddesi üzerinde konumlanıyor.
Bu arada bahsi geçen Mehmed Paşa’nın türbesi burada değil, aynı adı taşıyan farklı bir camide yer alıyor.
Cami Nişancı Mehmet Paşa Sokağı ile Türkeli caddesi arasında konumlanıyor. Yol tarifi için tıklayın!
Halil Çevkan Çeşmesi
Nalbant Camii
İbrahim Paşa Muhsine Hatun Camii
1532 yılında yapılan cami oldukça harap bir durumda. Mimar Sinan eserlerinden biri olan cami Saraç İshak Sokak’ta, Çifte Gelinler Caddesi’nde bulunuyor. Yol tarifi için tıklayın!
Bezciyan Ermeni İlköğretim Okulu
Bugünkü okul binasının tarihi 1924 yılına dayanıyor. Okulda eğitim verilmeye devam ediyor. O dönemlere şahitlik eden bir yapı olması dolayısıyla Kumkapı tarihini simgeliyor.
Yol tarifi için tıklayın!
Ayia Kyriake Kilisesi
İmparator Diocletianus döneminde yaşayan Azize Kiryaki adında bir Hristiyana adanmış. (Tiryaki değil, Kiryaki! Rica ederim. 😂
Arada böyle kötü espriler yapmak insanı motive ediyor. Tıpkı Balıkesir plajları ve Bursa’da ne yenir? Yazılarımızdaki gibi…)
Neyse, bu kız çok çilekeş bir kız imiş. Defalarca işkenceye maruz kalmış. Bunu ateşte yakmak istemişler, fakat o sırada bbir yağmur yağmış ve ateş sönmüş. Böyle mistik hikâyelere bayılıyorsanız Şeytan Sofrası yazımızda da sizi başka bir efsane bekliyor, aklınızda olsun!
Kızın çektikleri bununla bitmiyor. Vahşi hayvanlarla dolu bir hayvanat bahçesi düşünün, kafes mafes yok. Tüm hayvanlar saldım çayıra hesabı… İşte kızı böyle bir yere bırakmışlar, yabanî hayvanların ortasına.
Ama hayvanların hiçbiri Kiryaki’ye dokunamamış. Adamlar artık şöyle demişler:
‘bu ne biçim kız be! Türk dizilerinde arabayla uçurumdan yuvarlanıp burnu bile kanamayan başrol gibi abi! Ölmüyor da ölmüyor! Mağdurum da mağdurum!’ 😂
Küçük Bir Dipnot: Biz bazen böyle mizahi bir yaklaşım tercih ederiz ki sıkılmayın. Yoksa herhangi bir kişiyi veya inancı aşağılama niyetimiz yok. Anlatım tarzımızı komik bulduysanız bunun diğer örnekleri için Aydın’da ne yenir?, Denizli’de ne yenir? Ve Yalova’da ne yenir? Gibi yazılarımıza uğrayabilirsiniz.
Neyse, Kumkapı’da gezilecek yerler dersini kaynatmayalım… işte bakmışlar ki kız bir türlü ölmüyor, bunlar da kızın kafasını kesmişler. Tam bu sırada, gökyüzünden bir nidâ gelmiş: ‘Gördüklerini anlat!’
7 Temmuz günü hayata gözlerini yuman Azize Kiryaki’nin öldüğü gün, yortu günü olmuş.
Birçok defa yıkılıp yeniden yapılan kilisenin şimdiki binası 1901 tarihine ait. Eklektik mimarinin örneklerinden biri olan kilise, gösterişli bir kubbeye sahip.
Kilisede Azize Kiryaki, hazret-i Meryem, hazret-i Îsâ, İoannes Prodromos tasvirlerine rastlanıyor. Bu tasvirler ise 1967’de yapılmış.
Yol tarifi için tıklayın!
Panayia Elpide Kilisesi
- yüzyılda yapılan bu kilise heybetli görünümüyle beğeni topluyor. Samsa, Müsteşar ve Gerdanlık sokakları tarafından çevrelenen, küçük bir ada konumundaki bir Rum-Ortodoks kilisesi.
Aya Yorgi’ye ithaf edilen bir ayazmanın üzerine, 15’nci yüzyılda yapılmış. 1652 yılında yanmış ve yeniden inşa edilmiş. Avlunun etrafı yüksek duvarlarla çevrili. Güneyde Ayios Yeroryios isimli bir ayazma yer alıyor. Kuzeyinde de şu an faaliyette olmayan bir okul var. Ayrıca kuzey ve güney taraflarında friz tipi ögelerle ve sütunlarla bezenmiş iki çan kulesi mevcut.
Yol tarifi için tıklayın!
Bukoleon Sarayı
şu an restorasyonda. Bucoleon Limanının girişindeki taş aslanlar bugün İstanbul Arkeoloji Müze binasında sergileniyor. Saraydan kalan parçaları görmek isteyenlerin orayı ziyaret etmesini öneririz.
Bukoleon Sarayı Küçük Ayasofya’nın doğu tarafında, Hipodrom’un güneyinde, Marmara Denizi kıyısında yer alıyor. Cankurtaran ile Kumkapı arasında bulunuyor. UNESCO tarafından Dünya Mirasları listesine alındı.
Kazı çalışmaları sırasında İstanbul’un en eski çeşmesi burada keşfedildi. 1600 yıllık bir tarihe sahip olan saray, tamamıyla toprak altındayken şimdi gizlediği sürprizler bir bir gün yüzüne çıkarılıyor.
Ne zaman yaptırıldığına yönelik kesin bilgi yok fakat 5. yüzyılda yaptırıldığı düşünülüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan çalışmalar sürüyor, sarayın açık hava müzesine dönüştürülmesi planlanıyor.
İstanbul’un ev sahipliği yaptığı önemli tarihi kalıntılardan biri olan bu sahil sarayını mutlaka görün. Eminiz sizin için çok farklı bir deneyim olur. Tabii ki fotoğraf çekmeyi unutmayın!
Yol tarifi için tıklayın!
Süleyman Han Çeşmesi
Yol tarifi için tıklayın!
Kumkapı Meyhaneleri
Kumkapı gezilecek yerler turundan sonra semte bu tarihi meyhanelerden birinde veda edebilirsiniz. Özellikle Kör Agop meyhanesi 1938 yılından beri mezeleriyle dillere destan. Kuru fasulyesi, akciğer yahnisi, terbiyeli balık çorbası bu mekânın İstanbul meyhane kültürüne birkaç hediyesi. Ayrıca beyaz pilaki ve topik gibi Ermeni lezzetleri de favoriniz olmayı başaracak.
Burası şimdi mekâna adını veren Agop’un torunu Daniel tarafından işletiliyor. Bu meyhanede ne yenir? Sorusuna cevap olabilecek daha birbirinden güzel Türk mutfağından yöresel tatlar ve Ermeni lezzetleri var. Rakı ve tarih kokan bu meyhane, efkârlanmak, uzaklara dalıp gitmek isteyenlere hitap eden bir yer…
Şehir manzarasına sahip mekânda bekârlığa veda, doğum günü partileri, nikâhtan sonra yemek gibi organizasyonlar da gerçekleştirilebiliyor.
Aynı zamanda bu meyhane; Müzeyyen Şener, Zeki Müren, Yaşar Kemal, Doğu Perinçek, Mehmet Ali Birand ve Hrant Dink gibi ünlü sisimleri de ağırlamış.
Adres: Şehsuvar Bey Mahallesi, Ördekli Bakkal Sokak, No:7 Fatih/İstanbul
Tabii Kumkapı meyhanelerinin hepsi köklü bir tarihe, zengin bir menüye sahip. Onların bir başka ortak özelliği, genellikle altlarında bir kuyu olması. Çünkü eski dönemlerde buz kullanılmıyormuş. İçkileri kuyularda soğutuyorlarmış. Meyhanelerin müdavimleri birbirini tanırmış.
Hâlen rakı-balık sofraları kuruluyor; öğrenciler, aileler, yalnız gelen kadınlar burada gönlünce eğleniyor. Yaz mevsimi gelince sokaklara masalar-sandalyeler atılıyor, insanlar birbiriyle kaynaşıyor. Müzisyenler canlı fasıl yapıyor ve Kumkapı’nın ziyaretçileri kendini ritmik bir müziğe eşlik ederken buluyor.
Oryantaller mekânlarda müşterilerle birlikte dans ediyor. Kısaca buraya gelen, deşarj olmadan dönmüyor. Kumkapı’da gezilecek yerler size fazla enerji kaybettirecek türden değil, sonuçta hepsi tarihi eser. Fakat yakınında bulunan gezi noktalarına geçmeden önce eğlenceye buralarda başlangıç yapabilirsiniz.
Kumkapı Restoranları
Samatya-Kumkapı-Sultanahmet hattında yemek için tercih edebileceğiniz birbirinden güzel mekânlar var. Tabii Fatih’e gelmişken Sultanahmet’te ne yenir? Sorusunun ilk cevabı Sultanahmet köftesi. Bu klasiği hatırlatmasak olmazdı. İşte tercih edebileceğiniz bazı Samatya-Kumkapı yemek yerleri:
Samatya Balıkçıları
Samatya Kumkapı’dan ayrı bir semt. Fakat buraya son derece yakın olduğu için paylaşmak istedik.
Dilerseniz buralarda kendinize güzel bir gün armağan edebilirsiniz mesela. Tarihin izlerini nefis lezzetlerle buluşturan bu restoranlardan bazıları şöyle:
- Samatya Meze Restoran
- Kuleli Meyhanesi – Ato’nun Yeri
- Samatya Balık Müzesi
- Samatya Küçük Paris Restoran
- Samatya Develi Restoran
Yemekten sonra da Samatya Sahaf’a uğrarsınız. Burası Samatya Surp Kevok ile karşı karşıya. Kitapların satıcısı, Devrim adında görme engelli biri. Hakkında Instagram ve haber sitelerinde çok şey bulabilirsiniz. Onunla ayaküstü birkaç dk sohbet etmek size çok şey katar belki.
Bu arada balıkçılardan laf açılmışken, Kumkapı Ermeni Balıkçıları adlı kitabı da okumak isteyebilirsiniz bir ara. Biz sadece gezilecek yerleri anlatmakla kalmayız; kitapları, festivalleri, konserleri de paylaşırız. Hatta Instagram fenomeni olmak için yararlı tüyolar bile vermişliğimiz vardır. Her şey sizin için! 🙂
Boris’in Yeri
İstanbul’da kahvaltı denilince akla Hidiv Kasrı ve Mihrabat Korusu gibi yerler geliyor. Eğer Kumkapı’dan bahsediyorsak en favori mekân burası. 1930’lu yıllardan beri hizmet veren Boris’in Yeri, semtin meyhanelerine yakın, Ördekli Bakkal Sokak’ta.
Özellikle sıcak sütü ve lezzetli kaymağıyla ünlü. Yani Rumeli Hisarı gibi manzaralı, şöyle Boğaz’a nâzır, deniz kokusunun size eşlik ettiği falan diyemeyiz, sokak arasında bir yer. Ama ‘hiçbir şey göründüğü gibi değildir’ sözünün vücut bulmuş hâli. Şans vermeye değer!
Ali Haydar Usta
Burası, İkinci Bahar dizisine set olmuş bir yer. Ya benim öyle İstanbul’da, Ankara’da çekilen dizilerle işim olmaz. Ben Game of Thrones’larla falan takılırım diyorsanız çok klas insansınız. 😂
Onu bunu bırakın da buranın en meşhur lezzeti olan katmeri mutlaka deneyin. Katmer demişken yine eski yazılarım aklıma geldi, hüzünlendim. Mesela Isparta’da Goşma katmeri, Denizli’nin yen böreği ve katmeri, Burdur’da Çoban Katmeri ve Manisa’da Akhisar Katmeri meşhur… Demiştik yani eskiden. Flashback yapmak iyi gelir bazen. 🙂
Adres: Koca Mustafapaşa Mah., Gümüş Yüksük Sk., No: 6, Fatih-İstanbul
Matya Kafe
O kadar gezdiniz, yürüdünüz, kalori harcadınız. Ama sonra buralara uğrayıp bir güzel yiyerek o kalorileri geri aldınız diyelim… Üzerine bir çay da mı içmeyesiniz? Öyleyse balıkçıların olduğu sokağın arkasında, Samatya Meydan’da yer alan bu kafeye uğrayabilirsiniz.
Adres: Kocamustafapaşa Mah., Büyük Kuleli Sk., No: 8/A, Fatih-İstanbul
Lale Pastanesi
1957 yılından bu yana faaliyet gösteren tarihi pastane, yemeğin üzerine tatlı iyi gider diyenler için önerimiz. Ama genelde Lale Pastanesi diye değil, ‘Puding Shop’ diye biliniyor.
Neyzen Restaurant
Rakı-balık ikilisini mezeleriyle birleştiren bu mekân, tadına doyum olmaz köftesiyle de meşhur. Farklı beyaz et ve kırmızı et seçenekleri de mevcut.
Adres: Şehsuvarbey Mahallesi,, Çapariz Sokak, No: 10 Fatih/İstanbul
Kumkapı Tiryakii
Semtin nostaljik Üstad sokağında bulunan bu meyhane, açık ve kapalı alanıyla hizmet veriyor. Bu sıcak atmosferde arkadaşlarla veya sevgiliyle keyif yapmak bir başka olur.
Adres: Şehsuvar Bey Mahallesi, Üstad Sokak, 3-7 Fatih/İstanbul
Olimpiyat 2 Minas Restaurant
Kumkapı’da yeme-içme söz konusu olunca başvurulan ilk adreslerden biri de burası. Osmanlı konseptine sahip bu mekân, Ermeni yemeklerini geleneksel mezelerle buluşturuyor. Mekânın hoş ambiyansı çalışanların güler yüzlülüğü ve yemek boyunca size eşlik eden fasıl müzikleriyle bir araya gelince buradan ayrılmak istemiyorsunuz. En meşhur spesiyalleri ciğer yahnisi ve Ermeni pilakisi.
Adres: Muhsine Hatun Mahallesi, Samsa Sokak, No:5 Fatih/İstanbul
Kırmızı Karides Balık Restaurant
Burası ise, Kumkapı Balıkçılar Çarşısı’nda yer alıyor. Buram buram anason ve balık kokan sofralarının müdavimi olacaksınız. Gitmişken soslu hamsi yemeyi unutmayın.
Adres: Şehsuvar Bey Mahallesi, Çap Ariz Sokak, No:29 Fatih/İstanbul
Afrodit Restaurant
Kumkapı’nın lezzetleri, yaşanmışlığı, tarihi tek bir çatı altında bu restoranda toplanıyor. Türk yemeklerinden deniz mahsullerine zengin bir menüsü var. Özellikle balık pastırmasıyla ünlü.
Adres: Şehsuvar Bey Mahallesi, Çapari Sokak, No:55 Fatih/İstanbul
Kalamar Restaurant
Buranın en beğenilen lezzeti ise tuzda balık. Ayrıca üzerine krepini tatlısı yakışır. Tarihe kısa bir mola vermek isterseniz bu restoran en doğru tercihlerden biri. Doğum günü gibi organizasyonlar da düzenleniyor.
Adres: Şehsuvar Bey Mahallesi, Çapariz Sok. No:21-27 Fatih/İstanbul
Patara Restaurant
Beş kattan oluşan restoranın her katında genellikle canlı müzik performansları oluyor. Teras katında davetler için ayrılmış özel bölümler mevcut. En sevilen lezzeti, enfes lüfer kebabı.
Adres: Muhsine Hatun Mahallesi, Samsa Sokak, No:7 Fatih/İstanbul
Kumkapı Köşem
Samsa sokağının köşesinde, Patara’nın yanında bulunuyor. Felekten bir gece geçirmek isteyenlerin adresi olan bu meyhane, geniş yelpazeye sahip menüsüyle tam size göre!
Adres: Muhsine Hatun Mahallesi, Samsa Sok. No:2 Fatih/İstanbul
Kumkapı Nerede?
İstanbul’un Avrupa Yakası’nda, Fatih ilçesinde yer alıyor. Tarihi Yarımada’nın Marmara kıyısında, Bizans surlarının içerisinde.
Yedikule’den Ahırkapı yönüne doğru devam edildiğinde, surlar üzerinde bulunan 7 kent kapısından beşincisi. Yenikapı’dan önce geliyor yani. Çatladıkapı ile Yenikapı arasında konumlanıyor.
Bu koordinatlardan bir şey anlamadıysanız Kumkapı yol tarifi için tıklayın!
Kumkapı Nasıl Gidilir?
Metro hattını tercih etmek isterseniz M2 M1B, M1A hatlarını kullanabilirsiniz.
Ya da otobüsle gelmek isterseniz aşağıdaki hatlardan biri işinizi görür:
- 46H
- 41Y
- 32A
- 30D
- 92B
- 38
- HVİST 12
- 94A
- BN1
- 36ES
Kumkapı Ulaşım
Sirkeci’den hareket eden trenlerle de buraya varabilirsiniz. Özel aracınızla gelmek isterseniz Eminönü-Bakırköy sahil yolunu takip etmeli, Yenikapı-Bakırköy tarafına doğru ilerlemelisiniz.
Beyoğlu tarafından gelecekseniz 70KY numaralı İETT hattını kullanabilirsiniz.
Ya da tramvay ile gelebilirsiniz. Beyazıt – Kapalıçarşı durağında inip Kumkapı sahiline yürürken her bir adımınızda tarihi dokuya tanıklık edersiniz.
Kumkapı Yakınında Gezilecek Yerler
Fatih, İstanbul içinde bir İstanbul âdeta… İlçenin her bir semtini dip-köşe gezmek gerek. Bunların hepsini saymaya imkân yok ama en azından Kumkapı’ya yakın olanları haber verelim:
- Çadırcı Ahmet Çelebi Camii: Fatih’in Kadırga mevkiinde bulunan cami, 15. Yüzyıl yapısı. Mütevazi mimarisi ve süslemeleriyle görülmeye değer. Yol tarifi için tıklayın!
- Yine 15. Yüzyılda yaptırılan, İstanbul’a getirilip bugünkü yerine dikilmiş olan antik Mısır taşını da görebilirsiniz. Nâm-ı diğer Dikilitaş. Patlamanın izlerine hâlâ burada tanık olmak mümkün. Yol tarifi için tıklayın!
- Köprülü Mehmet Paşa Türbesi: Vezirhan Caddesi ile Divanyolu Caddesi’nin kesiştiği noktada yer alan türbe, üzeri açık türbelerin nadir örneklerinden. Üsküdar’daki Valide Sultan Türbesi’yle benzerlik gösteren bu türbe, gelenleri manevi atmosferiyle ağırlıyor. Ayrıca türbenin karşısındaki Valide Hamamı’nı da ziyaret edin. Yol tarifi için tıklayın!
- Kececizade Fuat Pasa Türbesi: Muazzam işçiliğiyle göz dolduran türbe, yanındaki camiyle beraber hem mimari, hem de manevi açıdan âhenk oluşturuyor. Yol tarifi için tıklayın!
- Sokullu Şehit Mehmet Paşa Külliyesi: Kadırga Liman Caddesi’nde bulunan cami Mimar Sinan eserlerinden biri. Küçük Ayasofya Camii ile Sultanahmet Camii arasında kalan bu caminin kalem işleri ve İznik çinileri onu etkileyici kılan detaylardan. Ayrıca Türkiye’de bulunan 6 Hacerül Esved taşından dördü burada. Yol tarifi için tıklayın!
- Küçük Ayasofya Camii: İstanbul’daki en eski Bizans yapılarından biri olan bu eser, kiliseden camiye çevrilmiş camilerden. Küçük Ağa Medresesi caminin bahçesinde yer alıyor. Yol tarifi için tıklayın!
- Buhara Özbekler Tekkesi: Burası İstanbul Tasarım Merkezi diye de biliniyor. Şehit Mehmet Paşa yokuşunda bulunuyor. İstanbul’da sadece üç Özbek tekkesi var, bu bina tasarım odaklı etkinlikleri ile sanatseverlere hitap ediyor. Yol tarifi için tıklayın!
- Samatya Abdi Çelebi Camii: ‘Yedim İçtim Camii’ diye de biliniyor. Çünkü insanlar eskiden bir hayır işlemeye niyetlendikleri zaman para biriktirmek için böyle bir motivasyon yöntemi uyguluyorlarmış. Kendilerine ‘sanki yedim içtim’ diye telkinde bulunup o parayı kenara koyuyorlarmış. Şimdikiler öyle mi? Sırf Adana’da kebap için oraya gidecek, İzmir’de İzmir bombası yemek için kalkıp gelecek insanlar var. Neyse ya olayı dramatize etmeyelim. Eski zamanlarda maneviyat hâkimdi, şimdi her şey para oldu maalesef.
- Sümbül Efendi Camii: Koca Mustafa Paşa Külliyesi’nin en önemli bölümlerinden biri olan bu ziyaretgâh, sümbüliye tarikatine mensup evliyâların medfun olduğu bir yer. Caminin mimarisini yakından görebilir, türbeleri ziyaret edebilirsiniz. Sümbül dedim bak aklıma geldi, Konya Kilistra’da Sümbül Kilisesi bulunuyor. Bir gün Konya yolcusu olursanız, ‘aa evet, Kuponall demişti.’ Dersiniz… 🙂
- İstanbul Fotoğraf Müzesi: Kadırga istikametine doğru yürüdüğünüzde sizi karşılayacak ilk yerlerden biri burası. Müze Salı-Pazar günleri arasında açık. Burada fotoğraf sanatçılarının hayatlarından kesitler ve tarihi fotoğraf makineleri sergileniyor. Yol tarifi için tıklayın!
- Kadırga Parkı: Fatih’te yaşayanların bile pek uğramadığı bu parkı es geçmeyin! Yüzyıllık ağaçların kapladığı bu sessiz-sakin parkı ayrıca büyük bir yapay havuz süslüyor. Fıskiyelerden fışkıran su, insana huzur veriyor. Öte yandan tabiat ananın sevimli misafirleri martılar ve serçeler de parka farklı bir güzellik katıyor. Tabiat ana derken? Betimleme yapmak isterken edebiyatı fazla kaçırmış olabiliriz. 😂 Sonuç olarak bu parkı da gezi rotanıza dâhil etmelisiniz, bunun için yol tarifine buradan ulaşabilirsiniz.
- Ayrıca Tarihi Gedikpaşa Hamamı, Bostanı Ali Camii, Esir Kemal Camii de buraya oldukça yakın.
- Türk Vakıf Hat Sanatları Müzesi, Çarşıkapı, Sultan 2. Beyazit Turbesi, Pierre Loti Caddesi, Divanı Ali Camii gibi yerlere de uğrayabilirsiniz.
Sonuç olarak Kumkapı gezilecek yerler ve meyhaneleriyle İstanbul’da kültürlerin buluştuğu bir yer. Balık ve rakı kültürünü, Ermeni-Rum ve Türk kültürünü bir araya getiren eski bir semt.
Üstelik İstanbul’un en eğlenceli yerlerinden biri. Bir yandan tarih sayfalarını çevirirken, bir yandan kendinizi müziğin ritmine, balığın lezzetine kaptıracağınız bir semt.
Kiliseleri, mescidleri, camileri, tarihi sokakları, meyhaneleriyle Kumkapı gezilecek yerler listesi size dolu dolu bir gün yaşatmaya yeter.
Bu şehrin kozmopolit güzelliğini, İstanbul kimliğini kaybetmemiş Kumkapı’da gezilecek yerler. Burada semt hayatını gözlemleyebilir, İstanbul’a farklı bir açıdan bakabilirsiniz.
Fakat Kumkapı gezi rehberi yazımızda bildirdiklerimiz İstanbul’un çeyreği bile etmez. O açıdan, hazır bu sayfaya gelmişken daha fazla tavsiye için İstanbul gezilecek yerler yazımıza da uğrasanız hiç fena olmaz…
Ama o biraz, hatta epey bir uzun. Bu yazının daha küçük bedeni var, isterseniz onu deneyin: İstanbul’da fotoğraf çekilecek yerler!
Önceliğimiz %100 müşteri memnuniyeti, uygun fiyat-kaliteli hizmet. 😂 Şu an AVM moduna girdik, birazdan level atlayıp Düden Şelalesi gibi coşabiliriz. İşte bunlar hep çok gezmekten oluyor arkadaş… 😊