Ana sayfa » İstanbul Yazıları » Aya İrini Kilisesi Nerede? | Aya İrini Müzesi Giriş Ücreti 2023

Aya İrini Kilisesi Nerede? | Aya İrini Müzesi Giriş Ücreti 2023

Aya İrini Kilisesi İstanbul’daki ilk kilise olarak biliniyor. Ayrıca İstanbul’un ilk müzesi olma özelliğini taşıyor. Böylesine önemli bir yerde nasıl tadına doyulmaz bir tarih ziyafeti yaşayacağınıza hiç şüphe yok.

Ortalama 2500 yıllık bir geçmişe sahip olan Aya İrini Kilisesi İstanbul tarihine ışık tutan en eski yapılardan. Mimari yapısıyla da hayranlık uyandıran Aya İrini Kilisesi Fatih ilçesinde, Topkapı Sarayı’nın avlusunda bulunuyor. Azize İrini Kilisesi olarak da adlandırılıyor.

Tabii ki her şeyi ayaküstü anlatacak değiliz. Aya İrini Kilisesi tarihi, özellikleri, hikâyesi, ulaşım bilgileri ve daha fazlası için, şöyle içeri buyrun:

Aya İrini Kilisesi Hakkında Bilgi

aya irini kilisesiŞimdi ‘Aya İrini’ deyince hiç bilmeyen biri konser salonu falan zannedebilir. Aslında bu benzetme haksız sayılmaz. Çünkü önemli isimler ve topluluklar yıllardır zaman zaman burada performanslarını sergiliyor.

İstanbul’da, camiye dönüştürülmemiş en büyük kilise olarak bilinen Aya İrini, Ayasofya’nın avlusunda yapılmış. İstanbul fethedildikten sonra Topkapı Sarayı inşa edilince kilise bu sarayın surları içinde kalmış.

Osmanlı’nın ilk müzesi ve İstanbul’un önemli yapı taşlarından biri olan Aya İrini, en az Ayasofya kadar eski bir tarihe sahip. Bizans, Roma ve Osmanlı dönemine tanıklık eden bu kilise mimari, sanat ve tarih meraklılarını buluşturuyor.

Fakat saray duvarlarının içerisinde kalması ve Ayasofya’dan daha küçük boyutlu olması, onun ikinci planda bırakılmasına yol açmış.

Kilisenin adı, Aziz İren (Hagia Eirene) isminden geliyor. Bu ise, ‘Kutsal Sulh’ anlamını taşıyor. St. Irene ve St. Eirene diye de anılan kilise, köklü tarihi ve ince işçiliğiyle İstanbul’un korunması gereken değerlerinden biri.

Aya İrini Kilisesi Tarihi

hagia eireneKiliseye adını veren kişi, Penelope isminde genç bir kadındır. Büyük Konstantin’in’in İstanbul’u başkent yaptığı dönemde Penelope Konstantinopolis’e gelir.

Penelope, dinine bağlı bir Hristiyandır. Romalıların hazret-i Îsâ’yı tanıması için uzun süre çaba gösterir. Fakat Romalılardan hiç iyi bir karşılık göremez.  Halk, pagan inanışında ısrarcıdır. Hristiyanlığa karşı çok katı bir duruşu olan halk, onun tüm çağrılarını reddeder.

Bununla da kalmaz, kendisine ‘Meryem anayı inkâr et ve Pagan ol!’ diye baskı yapar. (Paganizm dinine mensup olanlara Pagan denir. Bu inancı benimseyenler tabiattaki tüm doğal varlıkları Tanrı olarak kabul eder.)

Kadını dininden döndürmek için Romalılar ona çeşitli işkencelerde bulunur. Yılanlarla dolu bir kuyunun içine atarlar ancak yılanlar kadına dokunmaz. Sonra kadına ‘sen büyücüsün!’ derler ve taşlarlar.

Yine ölmeyince, atlara bağlayıp saatlerce sürükleyerek eziyet ederler. Fakat Penelope, bütün bu işkencelerden yara bile almayarak kurtulur. Romalılar bu olaylardan çok etkilenir ve pek çok kişi Hristiyanlığa tâbî olur.

İmparator Konstantin tarafından Azize ilan edilen Penelope, bundan sonra St Hagia Eirene (Kutsal Barış) ismini alır. Ardından ona ithafen, Pagan Jüpiter tapınağının üzerine Aya İrini Kilisesi yaptırılır.

Bu olaydan sonra Hristiyanlık hızla yayılmaya başlar. Savaşlar bir müddet sona erer, barış hâkim olur.

Fatih Sultan Mehmet, fetih sonrası kiliseyi camiye çevirmemiştir. Bazı tarihçilere göre bunun nedeni, Fatih Sultan Mehmet’in kilise tarihine olan saygısıdır.

Ayasofya ile iç içe geçmiş bir yapıya sahip olan kilise, Osmanlı döneminde Ayasofya’dan kesin çizgilerle ayrılır.

Topkapı Sarayı yapıldıktan sonra, sarayın ilk sıra surları yani Sur-i Sultani’nın ardında kalır. Bir müddet iç cephane olarak kullanılır. Saray muhafızları silahlarının bakım ve onarımını burada yapmışlardır.

Aya İrini Kilisesi tarih boyunca farklı amaçlara hizmet etmiştir. Ganimet deposu olarak da kullanılmıştır.

18. yüzyıla gelindiğinde kilise, Osmanlı’daki savunma bakanlığı olan Harbiye Nezareti’nin silah deposuna dönüştürülür. Yapının kuzey tarafına 1726 yılında Silahhane (Dârü’l-esleha) yazılı bir kitâbe eklenir.

Depoda bulunan silahlar çok eskiyip kullanılamaz duruma gelir. Bunun üzerine Sultan Abdülmecid, Tophane Müşiri Fethi Ahmet Paşa’ya ‘burası müze hâline getirilsin.’ Emrini verir.

Bu emir ile beraber kilise Osmanlı’nın ilk müzesi olur. Eski Eserler Koleksiyonu (Mecma-i Asar-ı Atika) ve Eski Silahlar Koleksiyonu (Mecma-i Esliha-i Atika) olarak iki bölüme ayrılır. Galerilere açılan çift kanatlı merdivenler yapılır. Müzede sergilenmek üzere imparatorluğun diğer bölgelerinden de çeşitli eski silahlar getirilir. Bir dönem burası, İmparatorluk Müzesi (Müze-i Hümayun) adını alır.

Sergi mekânları yetmemeye başlar ve 1875 itibariyle burada yer alan eserler, Çinili Köşk’e taşınır. 1908 yılında askeri müze olarak kullanılmaya başlanan Aya İrini, bir süre kendi hâline terk edilir.

Atatürk Cumhuriyet’i ilan ettikten birkaç yıl sonra, 1939 tarihinde Aya İrini Kilisesi Ayasofya’ya bağlanır. 1949 yılına kadar müze olarak kullanılmaya devam eder. Daha sonra Harbiye Askeri Müzesi açılır ve Aya İrini müze işlevini kaybeder.

Birkaç defa bakımdan geçirilen kilise, 1983 yılından bu yana sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yapmayı sürdürüyor.

Aya İrini Müzesi Ziyaret Saatleri 2023

Salı günleri kapalı olan müze, haftanın diğer günleri ziyaret edilebiliyor. 09:00’da açılan müze 18:00 saatine kadar misafir kabul ediyor.

Aya İrini Müzesi Giriş Ücreti 2023

Aya İrini Müzesi biletleri Topkapı Sarayı’yla beraber satılıyor. Burada Müze Kart geçmiyor. (Topkapı Sarayı’nın Harem bölümünde de Müze Kart geçerli değil.)

Topkapı Sarayı + Aya İrini Müzesi giriş ücreti tam bilet 60 TL’dir. (Bilet satışının 17:00 saatine kadar yapıldığını unutmayın.)

6 yaş ve altındaki çocuklar için –yanlarında biletli bir refakatçi olmak şartıyla- ücret alınmıyor.

Not: Ziyaret saatleri ve bilet fiyatlarının dönem içinde farklılık göstermesi muhtemel. Bu nedenle her ihtimâle karşı bu adresten kontrol etmeniz önerilir.

Aya İrini Kilisesi Özellikleri

Yukarıda İstanbul’un ilk müzesi ve kilisesi olduğundan bahsetmiştik. Öte yandan Aya İrini, Doğu Romalılardan kalma en büyük ikinci mabed olarak kabul ediliyor. (İlki ise Ayasofya.)

Yapıldığı dönemde İstanbul’un en büyük kiliseleri arasında yer alan Aya İrini, atriumlu bir kilise. Bu özelliğiyle Bizans döneminden günümüze ulaşan tek örnek. (Eskiden Roma tapınaklarının ortasında etrafı revaklı bir avlu bulunuyordu. Buna atrium deniyordu.)

Kim tarafından yapıldığı bilinmeyen Aya İrini Kilisesi’nin, 4. Yüzyılda inşa edilmeye başlandığı düşünülüyor.

588 yılında gerçekleşen Konsülü’ün burada düzenlendiği biliniyor. Çeşitli sanatsal etkinlikleri bünyesinde barındıran Aya İrini, dini ve tarihi bir yapı olmasının yanı sıra, kültürel açıdan da önem taşıyor.

Fakat bugünkü Aya İrini Kilisesi Konstantin döneminde inşa edilen kilise değil. 532 Nika ayaklanmasında yapının orijinali tamamen yanmış. İmparator Jüstinyen zamanında yenisi inşa edilmiş.

Aynı asırda tekrar yangın nedeniyle zarar gören kilise, bu kez yıkılmamış. Sadece restorasyondan geçirilmiş.

738 yılında bir deprem meydana gelmiş ve kilisenin yine onarılması gerekmiş. Kilisenin tavanı ve apsisleri yeni mozaik ve fresklerle süslenmiş, bir dönem tasvirlerin üzeri kapatılmış. İkona kullanımı yasaklanmış. İkonaklazm akımı olarak bilinen bu düşmanlık nedeniyle kilisenin duvarları süslemelerden mahrum kalmış.

Şimdi de o sadeliğin izlerini gözlemlemek mümkün. Şu an kilisenin apsis yarım kubbesinde altın yaldızlı bir haç mozaiği yer alıyor, başka da pek süsleme örneği yok.

Tarihi atmosferini hiç kaybetmeyen kilise, kültürel etkinliklere sahne olarak ziyaretçilerine bu atmosferi farklı bir şekilde deneyimleme imkânı sunuyor. Kilisenin akustiği oldukça başarılı ve bu nedenle İstanbul festivalleri sırasında konser gibi aktiviteler için de kullanılıyor.

Aya İrini Kilisesi Mimarisi

Kilisenin iç dekorasyonu apsis ve nartekste bulunan mozaiklerden, bir de güney koridorda yer alan fresk parçalarından oluşuyor. Zemindeki sütun başlıkları ve kabartmalar da bu dekorasyona renk katıyor.

Detaylı bir süslemeye sahip olmasa da mozaik ve freskler görülmeye değer.

Atrium, narteks ve naos olmak üzere üç kısımdan meydana geldiği bilinen kiliseden bugüne birkaç motif ve atrium bölümü kalmış. Yapının ilk hâli üç nefli ve ahşap çatılı bir bazilika planına sahipmiş.

Tasarımı klasik Roma mabedleri gibi çizilen Aya İrini, kubbeli bazilika planına sahip. Ana kubbe, 4 tane fil ayağı üzerine yerleştirilmiş. Bunların yüksekliği 35 metreye ulaşıyor. Orta avlu kısmı boş bırakılmış.  Üst katının mimari planı ise kapalı haç şeklinde.

Camiye çevrilmediğinden dolayı, yapıda büyük bir değişiklik söz konusu değil. Neredeyse orijinalliğini tamamen koruyarak günümüze ulaşan Aya İrini Kilisesi, o dönemin mimari anlayışını gözler önüne seriyor.

100 X 32 metre ölçülerinde yapılan kilise, I. Justinianus devri mimarisini yansıtıyor. Bugün, kilisenin apsis yarım kubbesinde bir haç tasviri ve haçın altında ise 4 basamaktan oluşan bir kürsü çizimi mevcut. Bu kürsü, Golgota Tepesi’ni sembolize ediyor. (Golgota Tepesi, inanışa göre hazret-i Îsâ’nın çarmıha gerildiği tepe.)

Kubbede yer alan apsis üzerinde bir yazı mevcut. Tevrat’tan alınan bu yazıda, ‘Tanrı, insanı yeryüzünde yaptıklarından ötürü Cennet’le ödüllendirir.’ Yazıyor.

Kubbenin etrafında 20 tane pencere var. Kubbeyi daha da sağlamlaştırmak amacıyla, bunlardan 14’ü tuğlayla örülmüş.

Ana kubbenin yanında bir kubbe daha mevcut ve bu kubbe narteksin üzerini örtüyor. Narteks, girişte bulunan kapalı bir mekân. Beş kapı ile Atriyum’a (avlu kısmına) açılıyor.

İbadet alanının yanında bir galeri mevcut ve galeri iki sütun tarafından taşınıyor. Kilisenin orta alanını çevreleyen koridorlar üzerindeki bu tonozlu galeri, kemerlerin birleştirilmesiyle meydana getirilmiş.

Sütunların üzerinde İmparator Basileus ve eşi Theodora’ya ait monogramlar bulunuyor.

Dıştan üç cepheli, içten yarım daire şeklinde tasarlanan apsisin her cephesinde bir pencere yer alıyor. Duvarların arasında kemerli, bir metre genişliğinde bir dehliz mevcut. Bu dehliz üzerine, merdiven basamağı şeklinde kademeler yerleştirilmiş.

Bunun yanındaki bölümler ise parekklesion (Pareklezyon) olarak adlandırılıyor. Avlu kısmında bir lahit var ve burası I. Konstantin’in mezarı olarak kabul ediliyor.

Aya İrini Kilisesi Nerede?

Sultanahmet semtinde, meydanın arka tarafında, Topkapı Sarayı’nın birinci (dış) avlusunda bulunan Aya İrini Kilisesi, Ayasofya’ya çok yakın.

Topkapı Sarayı’na doğru yürüyün, sarayın ilk kapısı olan Bâb-ı Hümayun’dan geçip sola dönün. Aya İrini Müzesi sizi karşılayacak.

Açık adresi şöyle:

Cankurtaran, Topkapı Sarayı No: 1, Fatih-İstanbul

Yol tarifi için tıklayın!

Aya İrini Kilisesi Nasıl Gidilir?

Üsküdar’dan Marmaray veya trenle Sirkeci durağında inerek tramvay vasıtasıyla Sultanahmet’e gelebilirsiniz.

Sultanahmet’e ulaşmak için tercih edebileceğiniz bir diğer kestirme yol Bağcılar-Kabataş arası sefer yapan T1 (Tramvay) hattını kullanmak. Tramvay’ın Sultanahmet durağında inip kısa bir yürüyüşün ardından buraya varabilirsiniz.

Özel aracınızla gelecekseniz E5 yolundan Eminönü istikametinde ilerleyin. Sultan Ahmet tabelasının bulunduğu yere gelip aracınızı uygun bir noktaya park edin. Bundan sonrasını yaya olarak devam edip kiliseye varabilirsiniz.

Aya İrini Müzesi Ulaşım

Kadıköy ya da Üsküdar’dan geliyorsanız şehir hatları vapurlarından biriyle Eminönü’ne gelmeniz gerekiyor. Daha sonra Eminönü’nden tramvayla buraya ulaşmanız mümkün.

Beşiktaş’tan geliyorsanız yürüyerek veya otobüsle Kabataş’a gelin. Taksim’den gelecekseniz fünikülerle Kabataş’a inin. Kabataş’tan tramvaya binerek Aya İrini’ye ulaşım sağlayabilirsiniz.

Müze yönetimiyle iletişime geçmek için aşağıdaki bilgileri kullanabilirsiniz:

  • Tel: 0212 512 0480
  • Faks: 0212 528 5991
  • E-Mail: topkapisarayimuzesi@kulturturizm.gov.tr

Aya İrini Kilisesi Yakınında Gezilecek Yerler

İstanbul, tarihi ve doğal zenginlikleriyle cazibesini hiç yitirmiyor. Bu zenginliklerin başında da Sultanahmet geliyor. Şehrin tarihi nabzını tutan bu yer, ismini Sultan I. Ahmet’ten alıyor.

Her köşesi ayrı bir hikâyeye tanıklık eden Sultanahmet’te gezilip görülecek çok yer var. İşte onlardan birkaçı:

Topkapı Sarayı

istanbuldaki gezilecek yerler, istanbulda fotoğraf çekilecek yerlerOsmanlı’dan İstanbul’a yâdigâr kalan en önemli miraslardan biri Topkapı Sarayı. Hükümdarların evi, devletin yönetim merkezi olarak kullanılan bu yapı, tarihte unutulmaz bir yolculuğa çıkmak için doğru adres. Yol tarifine buradan ulaşabilirsiniz.

Sultanahmet Camii

17. Yüzyılda inşa edilen bu görkemli yapı, mavi çinileri ve eşsiz süslemeleriyle dikkat çekiyor. Yol tarifi için tıklayın!

Ayasofya Camii

istanbulda fotoğraf çekilecek yerlerSultanahmet Camii’nin karşısında bulunan Ayasofya, dünyanın 8. Harikası. Bildiğiniz gibi uzun bir süre müze olarak kullanılan Ayasofya, 2020 yılında camiye çevrildi. İstanbul’un tarih yapbozundaki en muazzam, en güzel parçalardan biri olan Ayasofya, manevi havasıyla size huzur verecek. Yol tarifi için tıklayın!

Bu arada, farklı şehirlerimizde de Ayasofya camileri mevcut:

  1. Edirne-Enez ilçesi bunlardan biri. Daha önce Edirne’de ne yenir? Diye bir yazı yazmıştık. Edirne gezilecek yerler yolda! 😊
  2. Ayrıca Bursa’nın İznik ilçesinde de bir Ayasofya Camii var. Detaylı bilgi için Bursa gezilecek yerler yazımızı inceleyebilirsiniz. Tabii hepsi bu kadar değil! Ne yeriz ne içeriz derseniz size cevabı Bursa yemek rehberi yazımız verecek. ‘Ya benim öyle Bursa’yı karış karış dolaşmaya fazla vaktim olmayacak. En güzel gezilecek yerleri söyleyin yeterli, şöyle romantik olsun’ diyenlerdenseniz, Bursa’da sevgiliyle gidilecek yerler yazımız tam size göre!
  3. Kırklareli’de Gazi Süleyman Paşa Camii olarak bilinen bir Ayasofya Camii var. Vize ilçesinde yer alan bu camiyle ilgili bilgi edinmek isterseniz, Kırklareli gezilecek yerler yazımıza uğrayabilirsiniz.
  4. Trabzon’da da Ayasofya Camii olarak bilinen tarihi bir camiye rastlıyoruz. Madem konu buralara geldi, o zaman Trabzon gezilecek yerler yazımızı şuraya bırakalım.

Ayasofya’dan çıktık yola, nereler çağırdı bizi… Neyse denizde kum, Kuponall’da gezilecek yerler bitmez!

Sultanahmet Meydanı

istanbulda fotoğraf çekilecek yerlerSemtin kalbi burası. Sultanahmet gezinize buradan başlayabilirsiniz fakat biz kendisini dördüncü sıraya aldık.

At Meydanı ve Hipodrom olarak da bilinen bu meydan, şehrin en fazla turist çeken yerlerinden. Türkiye’nin başkenti Ankara ise, İstanbul’un başkenti de burası âdeta.

Aya İrini Müzesi yakınında gezilecek yerler bir hayli fazla olduğundan, önce nefis bir Sultanahmet köftesiyle enerji toplamak iyi fikir! 😂

Etrafınızı hayran hayran seyredeceğiniz bu meydanda, göz kamaştırıcı fotoğraf kareleri yakalayacağınız kesin! Yol tarifi için tıklayın!

Yerebatan Sarnıcı

yerebatan sarnıcıSultanahmet’in en gizemli noktalarından biri olan Yerebatan Sarnıcı, mistik havasıyla sizi başka dünyalara götürecek. Sütunların olduğu alana merdivenlerle iniyorsunuz ve gördüğünüz manzara sizi tek kelimeyle büyülüyor.

Sarnıcın en ilginç yeri ise, yürüyüş yolunun sonunda, ters duran Medusa Başı.

Bizanslılar zamanında halkın su ihtiyacını gidermek için yapılan sarnıç, bugün burada yüzyıllara meydan okumayı sürdürüyor.

Daha ayrıntılı bilgi için Yerebatan Sarnıcı yazımıza göz atabilirsiniz.

Yol tarifine bu linkten ulaşabilirsiniz.

Haseki Hamamı

Burası Ayasofya Hürrem Sultan Hamamı olarak da biliniyor. Mimar Sinan tarafından yapılan hamam, şu an hediyelik eşya ve el sanatları dükkanlarına ev sahipliği yapıyor. Yol tarifi için tıklayın!

Gülhane Parkı

istanbul piknik alanlarıMalumunuz, Nâzım Hikmet’in meşhur Ceviz Ağacı şiirine konu olan yer burası. İstanbul’da fotoğraf çekilecek yerler listelerinin gözdesi. Biraz mola verip dinlenmek isterseniz Gülhane Parkı ilk durağınız olmalı. Burayı Gülhane Parkı yazımızda uzun uzun anlatmıştık. Yol tarifi için tıklayın!

Tabii ki Kuponall zengin repertuvarının bahçesi de parkı da bol. Farklı alternatifler ararsanız başka yere gitmenize gerek yok! Yazılarımız sıraya girmiş sizi bekliyor: Bakırköy Botanik Parkı ile Fatih Korusu Otağtepe Parkı onlardan bazıları. Maçka Parkı ve Polonezköy Tabiat Parkı da var. Onlara üvey evlat muamelesi yapmayalım şimdi! 😂

Alman Çeşmesi

İslam ve Alman mimarisinin bir araya geldiği bu tarihi çeşme hâlâ akar vaziyette. 1901 yılından beri kullanılan çeşmeden siz de bir su içmek istersiniz belki. Yol tarifi için tıklayın!

İstanbul Arkeoloji Müzesi

Dünyadaki en zengin müzelerden biri olan bu yer, üç müzeyi aynı çatı altında birleştiriyor: Çinili Köşk, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Arkeoloji Müzesi.

Hititlerden Yunanlılara, Mısırlılardan Osmanlı medeniyetine kadar pek çok uygarlıktan miras kalan milyonlarca eser burada sergileniyor.

Yol tarifi için tıklayın!

Yılanlı Sütun

Adından da belli olduğu üzere, meydandaki bu sütunun çevresinde birbirine dolanmış yılanlar var. Doğu Romalılardan kalan bu eser, meydanda en çok ilginizi çeken şeylerden biri olacak. Yol tarifi için tıklayın!

Türk İslam Eserleri Müzesi

Balkan, Anadolu ve Kafkas gibi değişik coğrafyalara ait eserler bu müzede bir araya geliyor. İbrahim Paşa Sarayı’nda bulunan müze, sizi tarihin farklı dönemlerinde küçük bir gezintiye çıkaracak. Yol tarifi için tıklayın!

Arasta Çarşısı

Sultanahmet’in en popüler alışveriş yerlerinden biri burası. Klasik AVM furyasından sıkıldıysanız sizin için güzel bir alternatif.

Tarihi dokusuyla değişik hisler yaşatan çarşı, bilhassa geleneksel ürünler için tercih ediliyor. Yol tarifi için tıklayın!

Arasta deyince farklı yerleri hatırladım, yine bir çağrışım yaptı bana. Fihrist gibi insanım ya! 😂

Mesela Eskişehir’de de bir Arasta Çarşısı var. Seramik, Çini ve Cam Çarşısı’ olarak da biliniyor. Şeyh Şemsettin mevkiinde, Odunpazarı evleri arasında bulunan bu alışveriş merkezi Eskişehir’in simgelerinden. Öte yandan burası Uluslararası Ahşap Heykeli Festivali ve Cam Festivali gibi festivalleri de bünyesinde barındırıyor.

Ben bu ânı bir kere daha yaşamıştım ya… Eskişehir gezilecek yerler yazımda da uzun uzun anlatmıştım. Daha kısa bir şey isterseniz Eskişehir’de sevgiliyle gidilecek yerler yazısındaki tavsiyeler işinize yarar.

Arasta diyorduk… Safranbolu’daki Yemeneciler Arastası’na da bir gün yolunuz düşer belki. Böyle bir şey olursa Safranbolu Cam Teras ve Safranbolu evlerini de görmeyi unutmayın.

Kocaeli gezilecek yerler arasında bulunan Özsüt Arasta Park’ı da unutmamak gerek. İşte tek bir kelime nelere kâdir bakın, Türkiye’nin farklı yerlerine gönderme yaptık yine. Sırf siz daha fazla okuyun, daha fazla gezin diye…

Sonuç olarak Aya İrini Kilisesi İstanbul gibi koca bir şehirde az bilinen, keşfedilmesi gereken bir detay. Müzecilik serüveninin baş aktörlerinden biri. Uzun yıllar, içinde ne eserler saklamış, bitip tükenmek bilmeyen bir kaynak olmuş. Birçok müzedeki ilk koleksiyonlar hep Aya İrini Kilisesi’nden çıkmış.

Arkeoloji Müzesi’nde bulunan tarihi eserler, Askeri Müze’de yer alan kostüm ve silahlar, Topkapı Sarayı’nın Kutsal Emanetler’i için emniyetli bir koruma alanı olarak kullanılmış bu anıt yapı…

Tarihe ilgi duyuyorsanız Aya İrini Müzesi mutlaka gezi rotanıza dâhil olmalı.

İmkân bulunca en kısa zamanda burayı ziyaret edin. Penelope efsanesine asırlar ötesinden tanıklık edin. Yapının ruhani havasını soluyun, kendinizi nostaljinin kollarına bırakın.

Evet, Aya İrini Kilisesi gezi açısından o kadar renkli, canlı bir yer değil. Öyle gösterişli bir mimarisi de yok. Fakat o da ziyaretçilerine başka bir deneyim vaad ediyor. Eminiz burayı gezmek size keyif verecek. Sizi eski günlerin izleriyle etkilemeyi başaracak. Buraya sadece bir kilise olarak değil, Türk müzeciliğinin başladığı yer olarak bakın. İşte o zaman sizin için daha farklı bir anlam kazanacak.

Umarız Aya İrini Müzesi gezi rehberi sizi fazlasıyla bilgilendirmiştir. Bazen daldan dala atladık ama neticede İstanbul gibi koca bir şehirden söz ediyoruz. Konunun konuyu açması çok normal.

Eğer muhabbet sizi sardıysa İstanbul gezilecek yerler faslıyla devam edelim. (Mühim uyarı! Kendisi upuzuun bir yazıdır.)

Daha hafif bir şeyler alayım şimdilik derseniz, meşhur spesiyalimizi ikram etmek istiyoruz: İstanbul’da sevgiliyle gidilecek yerler

Öyleyse şimdiden size İstanbul’u iyi turlamalar…

Yorum yapın