Yuşa Tepesi İstanbul şehrinin manzarası en güzel, maneviyatı en yüksek yerlerinden biri. İstanbul Yuşa Tepesi gibi dînî ve tarihi açıdan önemli sayısız yer barındırıyor. Fakat Yuşa Tepesi, orada bir peygamberin medfun olduğuna inanıldığı için ekstra önem taşıyor, kutsal olarak kabul ediliyor.
Beykoz’un incisi olan Yuşa Hazretleri Tepesi, şüphesiz ki huzurla, huşû ile dolacağınız bir yer. Anadolu Kavağı’nda bulunduğu için aynı zamanda eşsiz bir görsel şölen merkezi.
Ama burası sıradan bir gezi noktası değil. Yuşa Tepesi hikâyesi ile sizi çok etkileyecek, eminiz. İşte daha gitmeden o hissiyatı yaşatacak Yuşa Tepesi gezi rehberi:
Yuşa Tepesi Hakkında Bilgi
Burası iki denizin buluştuğu yer olarak da biliniyor. Hazret-i Yuşa’nın, Hazret-i Mûsâ ile birlikte Mecmeul-Bahreyn yani Boğaziçi’ne geldiği, savaşırken şehit düşüp bu tepeye defnedildiği rivâyet ediliyor. Bu nedenle bölgeye Yûşâ Tepesi adı verilmiş.
Beykoz ilçesinde konumlanan bu tepe, İstanbul Boğazı’na hâkim bir noktada bulunuyor. Şehrin denize en yakın tepesi olma özelliğini taşıyor. Tepenin denizden 201 metre yüksekte olduğu biliniyor. Etrafı ormanlık bir alanla çevrili. Kafa dağıtmak, dinlenmek için birebir yani.
Öte yandan burası, Çamlıca Tepesi’nden sonra, İstanbul’daki en yüksek ikinci tepe.
Tepede bulunan mezarın genişliği 4, uzunluğu 17 metre. Söylendiğine göre bunun nedeni, hazret-i Yûşâ peygamberin çok uzun boylu olması. Öyle ki bir rivâyette, Yuşa hazretlerinin buradan taa boğaza kadar uzandığı ve o şekilde balık tuttuğu zikrediliyor.
Bazıları ‘yok canım bu bir hurafe, 17 metre boyunda insan olur mu?’ Diye düşünebilir. Fakat mesela bazı dînî kaynaklarda hazret-i Âdem’in 30 metre boyunda olduğuna dair rivâyetler var. Birçok peygamberin yüzlerce yıl yaşadığı biliniyor.
Bunlar hadis-i şeriflerle günümüze ulaşan bilgiler. Dolayısıyla olamaz mı? Biz Müslümanlara göre olabilir. 🙂
Ama başka bir rivâyete göre, Yûşâ hazretlerinin tam olarak nerede medfun olduğu belli olmadığından 17 metrelik bir alanın koruma altına alınması kararlaştırılmış. Kabrin yerini isabet ettirmek düşüncesiyle kasten böyle uzun tutmuşlar.
Farklı bir iddiaya göre, burada Yuşa hazretleriyle beraber birkaç velî zât daha medfun, o sebeple türbe bu kadar uzun.
Diğer bir söylenti de şu: Peygambere hürmet olsun diye, manevi üstünlüğüne saygı için türbe bu uzunlukta yapılmış.
Suriye, Bağdat, Ürdün ve Filistin’de hazret-i Yuşa peygambere ait olduğu iddia edilen kabirler mevcut. Gaziantep’te de Yûşâ hazretlerinin kabri olarak bilinen bir türbe var. Pirsefa hazretlerinin türbesi de orada bulunuyor.
Gaziantep’teki Hazret-i Yuşa türbesi Şahinbey ilçesinin Boyacı mahallesinde yer alıyor. Neyse, biz Türkiye’yi şehir şehir değil, ilçe ilçe anlatıyoruz size. Gezilecek yerler yazılarımızda Anadolu medeniyetinin beşiği, fıstık ve baklava yuvası Antep’ten daha sonra bahsedeceğiz.
Konumuza dönelim, İstanbul Yuşa Tepesi diyorduk. Burası bir dileği olanların gelip dua ettiği, burada yapılan duaların kabul olacağına inanılan bir yer.
Her telden insanna rastlamanız mümkün Hazret-i Yuşa Tepesi’nde. Özellikle sünnet çocukları aileleriyle burayı sık sık ziyaret ediyor. Yaz döneminde, düğün öncesi çiftler burayı sıklıkla tercih ediyor.
Sonuçta herkesin aynı amaç için oraya geldiği belli ama… Sıcak, samimi bir ortam söz konusu. Bilhassa Cuma günlerinde, üç aylarda, özellikle Ramazan ayında burası dolup taşıyor. Kandillerde, Arefe gününde, bayramlarda, diğer dînî günlerde insanlar buraya akın ediyor. ÖSYM sınavlarından önce buraya gelip dua eden öğrenciler de çok oluyor.
Neredeyse yılın hiçbir günü ziyaretçisi eksik olmayan bu türbenin camisi, sabah namazlarında da boş kalmıyor.
Boğaz’ın manevi koruyucusu olarak bilinen dört kişiden biri hazret-i Yûşâ. Diğerleri ise; Yahya Efendi, Telli Baba ve Aziz Mahmud Hüdâyi hazretleri. İstanbul’un ulu evliyâları balıkçıların ve denizcilerin dostu olarak kabul ediliyor. Bu evliyâların şehri âfetlerden, kaza ve belâlardan koruduğuna inanılıyor.
Tabii ki ‘koruduğuna’ derken yani ‘korunması için vesile olduğuna’ demek istiyoruz. Müslümanlar doğrudan ‘İstanbul’u bu zâtlar koruyor’ diye düşünmüyor. ‘Onların hürmetine Allah bizi çeşitli belâlardan muhafaza ediyor.’ Diye inanıyorlar.
Burayı hâlis niyetle ziyaret edenler kalbinin nurla dolduğunu hissediyor sanki. Derin bir huzur yaşatıyor bu mübârek yer.
Genç-yaşlı, köylü-kentli her kesimden insan bu mekânda bir araya geliyor. Akide şekerleri ve lokumlar dağıtılıyor. Bazıları dileğinin yerine gelmesi için adak adıyor.
Herkes sevdiklerine hediyeler alıyor. Ne hayırlı muradı varsa Allah’a niyazda bulunuyor, Yûşâ hazretlerinin şefâati için dua ediyor. Kısaca kendini başka bir âlemde buluyor âdeta…
Peki Hazret-i Yuşa peygamberin kabri gerçekten bu tepede mi? Kesin olarak belli değil. Fakat uzun yıllardır bu inançla ziyaret ediliyor. Kabri burada olmasa bile burası Hazret-i Yuşa’nın manevi makamı olarak kabul ediliyor.
Bu tepenin insanı sanki bu dünyadan soyutlayan atmosferini deneyimlemeli, nefis manzarasını yakından görmelisiniz. Tabii buranın değerini daha iyi anlamak için Hazret-i Yuşa hakkında bilgi sahibi olmak gerek.
Hazret-i Yuşa Kimdir?
Mûsâ aleyhisselamdan sonra gönderilmiş bir peygamber. Mısır’da doğmuş. M.Ö. 1082 yılında doğduğu, 972 yılına kadar yaşadığı biliniyor.
Bazı kaynaklara göre hazret-i Mûsâ, onun dayısı.
Hristiyanlar ve Yahudiler ona ‘Yeşû’ diyor.
‘Yuşa’ isminin İbranice olduğu söyleniyor. ‘Ye’, İbranicede ‘Tanrı’; ‘şua’ kelimesi de ‘kurtuluş’ anlamına geliyormuş. Bu iki sözcüğün birleşimi zamanla değişime uğrayıp ‘Yuşa’ şeklinde telâfuz edilmeye başlanmış.
İsminin farklı kültürlerde başka versiyonlarına rastlamak mümkün: Yehoşua, Joshua, Josue, Hoşea, Jesus, İsa, Jose vb… Arapça adıyla ‘Yûşâ bin Nûn Alehisselâm’ olarak anılıyor.
Hazret-i Yusuf’un soyundan gelen Yuşa hazretleri, Mûsâ peygamberin dostu ve yardımcısıymış.
Birçok mucizesi olan Yuşa hazretlerinin ömrü insanları Allah yoluna davet etmekle geçmiş. İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerden biri olan Yûşâ hazretlerinden Kur’an-ı Kerim’de de bahsedildiği ifade ediliyor. Yûşâ adı Kur’an-ı Kerim’de geçmiyor.
Fakat tefsirlere göre Kehf sûresinin 60-65. Âyet-i kerîmelerinde hazret-i Yûşâ’dan söz ediliyor. Karadeniz ile Marmara Denizi’nin birleştiği yere kadar hazret-i Mûsâ ile yolculuk ettikleri, burada Hızır aleyhisselam ile buluştukları anlatılıyor. Yine Mâide sûresinde de, ismi anılmasa bile zımnen Yuşa aleyhisselâmdan bahsedildiği söyleniyor.
Adı Tevrat’ta Yeşu olarak zikrediliyor. Kitapta bulunan Yeşu bölümü 24 kısımdan oluşuyor. Fakat Şu anki İncil ve Tevrattların orijinal değil muharref yani değiştirilmiş olduğunu biliyoruz. Bu nedenle Yuşa hazretleriyle ilgili sağlıklı bilgi edinmenin yolu İslâmî kaynaklardan geçiyor.
Bel’âm bin Bâûrâ kıssasını belki duymuşsunuzdur. Bu kişi önceleri büyük bir âlim imiş ve her duası kabul oluyormuş. Hatta öyle hikmetli konuşuyormuş ki, onun söylediklerini yazabilmek için yanında 2 bin kişi bulunuyormuş.
Belka şehrinde yaşayan Bel’âm bin Bâûrâ, bir gün vali tarafından ölümle tehdit edilmiş. ‘’Sen ne dua etsen kabul oluyor, Mûsâ’nın askerleri şehrimizi ele geçirecek, şunlara beddua et de şehrimize giremesinler. Yoksa seni öldürürüm.’’ demiş.
Bel’âm bin Bâûrâ ilk başta bunu kabul etmemiş. Ama halk buna rüşvet verince, vali de baskısını artırınca dayanamayıp hazret-i Mûsâ’ya, hazret-i Yûşâ’ya ve onların askerlerine beddua etmiş.
Bunun ardından dili uzamış, göğsüne sarkmış. Bir zamanlar en büyük âlimlerden biriyken dinden çıkarak öyle dili göğsüne yapışmış bir halde ölmüş. Böylece Allah’ın peygamberlerine beddua etmenin cezasını bulmuş.
Yûşâ aleyhisselam Mûsâ aleyhisselâma indirilen Tevrat’ın hükümlerini insanlara anlatmış. Pek çok olayda kendisinin bahsi geçiyor ve mucizelerinden söz ediliyor.
Örneğin Eriha Surları’nı bakışlarıyla yıkmış. Şeria Nehri’ni yürüyerek geçmiş fakat ayakları hiç ıslanmamış.
Bir gün ordusuyla bir şehrin fethi sırasında kuşatma uzun sürünce Yûşâ aleyhisselam dua etmiş. Onun duası üzerine yer sarsılmış, kalenin surları yıkılmış ve böylece fetih gerçekleşmiş.
Hazret-i Yûşâ, ‘güneşi durduran peygamber’ olarak da anılıyor. Çünkü Küdüs fethedilirken Yûşâ aleyhisselam güneşin bir süre daha batmaması için Allah’a yalvarmış. Güneş batmak üzereyken tekrar yükselmiş, gündüz olmaya devam etmiş. Kudüs fethedilmiş ve güneş ondan sonra batmış.
Tabii bunlar adı üzerinde ‘mucize’. Peygamberlere özgü şeyler ve İslâm’a inananlar için hiçbiri imkânsız değil. 🙂
Dediğimiz gibi kabrin Beykoz Yuşa Tepesi bölgesinde olduğu sadece bir söylentiden ibaret. Bazı İslami kaynaklar, Yûşâ aleyhisselâmın İstanbul’da hiç bulunmadığını yazıyor.
Dolayısıyla buradaki mezar, evliyâ zâtlardan birine ait olabilir. Eğer böyleyse, bu tepe yine çok kıymetli demektir. Çeşitli kaynaklara göre Hazret-i Yûşâ’nın kabri Haleb/Nablûs yakınında yer alan Mearre şehri sınırlarında.
Yuşa Tepesi Tarihi
Burada eskiden tapınaklar mevcutmuş. Hagios Michael Kilisesi ve Zeus tapınağına ev sahipliği yapan bölgeye farklı din mensupları tarafından da kutsallık atfedilmiş.
Fakat bu mâbetler tahrip olduğu için günümüze ulaşmayı başaramamış.
Tepede 1755 itibariyle tarihi bir mescid inşa ettirilmiş. Bu cami, Osmanlı sadrazamı 28. Çelebizâde Mehmet Said Paşa tarafından yaptırılmış.
Ne var ki cami, yangın ve depremler nedeniyle epey zarar görmüş. Bugünkü hazret-i Yûşâ Camii ise Sultan Abdülaziz tarafından 1863 yılında aslına uygun olarak onarımdan geçirilmiş.
Cami yenilendikten sonra Dâhiliye Nezareti’ne ait istatistik cetvelinde resmi olarak ‘Yûşâ Aleyhisselam Dergâhı’ diye anılmaya başlanmış. Tepenin ismi de bu dönemden kalmış.
Hazret-i Yûşâ’ya ait olduğu düşünülen kabrin etrafına koruma amacıyla duvar örülmüş. Eskiden ziyaretçisi çok fazlaymış. Hatta en sonunda III. Selim, izdiham olmasın diye camide mevlid okunmasını yasaklamış, o derece.
Evliyâ Çelebi de Seyahatnâme’sinde buradan bahsetmiş. Türbeyi ziyaret ettiğini, burada görevlilerin olduğunu yazmış.
1990’lı yıllardan sonra Beykoz Müftülüğü bölgede bir çalışma başlatmış. Yapılan çalışmalar 2000’li yıllara kadar devam etmiş. Böylece Hazret-i Yuşa Tepesi yakınlarına kültür evi, görevli lojmanları, çeşme, yemekhane, şadırvan ve kütüphane gibi kültürel-sosyal alanlar inşa edilmiş. Cami ve etrafı yeniden düzenlenmiş.
Buraya çıkan yolu genişletmişler, seyir terası ve park yerleri yapılmış. Bu sayede Yuşa Tepesi İstanbul turizmine kazandırılmış. Yıllardır yerli ve yabancı turistlerin ziyaretgâhı olmayı sürdürüyor.
Yuşa Tepesi Adı Nereden Geliyor?
Bu bölgenin Yuşa Tepesi diye isimlendirilmesinin tek nedeni, ‘Yuşa hazretleri burada yatıyor.’ İnancı değil. Farklı bir söylentiye göre, burası Karadeniz’den görülen ilk yer olması dolayısıyla Fenikeliler buraya ‘Yeşu (Kurtarıcı) Tepesi’ adını vermiş.
Tepenin efsanesi bir yana; giden herkes nefis manzarasının güzelliğinde ve buranın tarifsiz bir huzur verdiğinde hemfikir.
Yuşa Tepesi Hikâyesi
Kanuni Sultan Süleyman tahta geçtikten sonra onun süt kardeşi Şeyh Yahya Efendi’ye Anadolu Kavağı’nda ve Beşiktaş’ta birer dergâh hazırlarlar. Şeyh Yahya Efendi buralarda vazifesini sürdürürken, bir gün rüyasına biri girer.
Ona kendisinin Yûşâ peygamber olduğunu söyler. ‘Şu tepede yatıyorum, beni ziyaret et.’ Diye seslenir.
Yahya Efendi bu rüyaya pek itibar etmez. Ertesi gece yine aynı zâtı rüyasında görür. Bu sefer ona; ‘gelmedin.’ Der ve yarın gelip onu bulmasını ister.
Yahya Efendi Yûşâ hazretlerinin kabrini araştırır. Mezarının Filistin’de olduğuna dair bazı bilgilere ulaşır.
Bunun üzerine rüyayı bir daha ciddiye almamaya karar vererek bu işin peşini bırakır. Ancak aynı kişi rüyasına üçüncü kez girer ve bu sefer kendisini azarlar.
Ardından Yahya Efendi tepeye gider ve orada bir çobana rastlar. ‘Ne zamandan beri burada hayvanlarını otlatıyorsun?’ der.
Çoban; ’10 yıl’ diye cevap verir. Yahya Efendi de, ‘bunca senedir, burada hiç tuhaf bir olaya şahit oldun mu?’ diye sorar.
Çoban yeşillik bir alanı göstererek, ‘koyunlarımı ne vakit buraya getirsem, buraya hiç basmıyorlar. Çevresinden geçip otluyorlar, oraya adım bile atmıyorlar.’ Diye yanıtlar.
İşte Beykoz Yuşa Tepesi İstanbul sırlarından bir sır iken, böyle açığa çıkar. Yahya Efendi bu olaydan sonra tespit ettiği yeri işaretler. Hemen Kanuni Sultan Süleyman’a gider, olan biteni bir bir anlatır.
Tabii padişah durur mu? Derhâl Yahya Efendi’nin keşfettiği yere bir türbe yaptırılır. Orası artık Yûşâ hazretlerinin kabri diye ziyaret edilmeye başlanır. Yıllar geçmesine rağmen değerinden bir şey kaybetmez.
Burada o zamandan beri hiçbir hayvanın otlamadığı, bu sırrın hâlâ devam ettiği söyleniyor. Hayvanların bile hürmet ettiği ulvî bir yer olarak kabul edilen Yuşa Tepesi Beykoz ilçesine yolu düşenlerin ilk durağı olmalı.
Bu kabir gerçekten Yûşâ peygambere ait olmasa bile, galiba onun ismiyle anılmasının bereketi olarak insana huzur veren manevi bir havaya sahip. İstanbul gezisi yaparken rotanızı buraya çevirirseniz bize hak verebilirsiniz.
Yuşa Tepesi Ziyaret Saatleri 2023
Türbeyi günün her saati ziyaret etmeniz mümkün. Tabii ki ziyaret ücreti talep edilmiyor. Burası hayat telaşından sıyrılıp, biraz maneviyata yolculuk yapmak isteyenler için yılın her günü ziyarete açık.
Hazret-i Yuşa Türbesi üzeri kapalı türbelerden değil. Türbenin içine demir şebekeli bir kapıdan giriliyor. Akşamleyin bu kapıyı kapatıyorlar. Fakat kapının olduğu yerden veya duvarlardaki pencerelerden de ziyaretinizi gerçekleştirme imkânınız var.
Yuşa Tepesi’nde Ne Yapılır?
Kapının girişinde bir kroki mevcut, neyin nerede olduğunu gösteriyor. Hatta bu krokide, görme engellilerin yararlanması için Braille alfabesiyle yazılmış yazılar da bulunuyor.
Ana kapıdan içeri giriyorsunuz, merdivenleri çıkarak Yuşa hazretlerinin kabri olarak bilinen bölüme ulaşıyorsunuz.
Yûşâ hazretlerinin türbesinde bol bol dua edip, buradaki camide ibâdet edebilirsiniz. Tepenin seyir terasında piknik yapanlar oluyor. Otoparkın yakınına da masalar yerleştirilmiş.
Çocuklar burada oyun oynuyor. Kur’an-ı Kerim okuyanlara da tanık olabilirsiniz. Bazıları, okuduktan sonra başkaları da faydalansın diye Yâsin-i Şerif cüzlerini ortada bir yere bırakıyor.
Dilerseniz mekânda bulunan bağış kutusuna gönlünüzden geldiği kadar bir şeyler atabilirsiniz. Caminin yanında kitap satış alanı mevcut. Bayanlar mescidinin girişi ve tarihi mermer çeşme arka kısımda. Çeşmenin suyu içilmiyor.
Yolun girişinde sıra sıra dizilmiş dükkânlardan orman meyveleri, taze köy ekmeği ve lokum satın alabilirsiniz. Hediyelik eşya mağazalarından kendiniz ve sevdikleriniz için bir şeyler bakabilirsiniz. Süs eşyaları, havlu-eşarp, takı ve oyuncak gibi satan yerler çoğunlukta.
Türbenin bulunduğu avlunun çıkışında, sizi panayır alanı gibi bir yer karşılıyor. Burada mushaf, seccade, baş örtüsü, tesbih gibi şeyler satılıyor.
Ev yapımı ayran, börek- poğaça tarzı şeyler satanlar da çok. Bu mütevazi dükkânlardan alacağınız en ucuz şey bile, buradan üç-beş kuruş kazanmaya çalışan köylüler için oldukça değerli, unutmayın.
Burada tatlı ve şeker dağıtanlar oluyor demiştik. Gelmişken, dağıtılan ikramlarla ağzınızı tatlandırabilirsiniz. Piknikçilerden hiç tanımadığı insanlara börek-çörek ikram edenler de çok oluyor. Dilerseniz burada şeker veya lokma tatlısı dağıtanlardan biri siz olabilirsiniz.
Belki de bir daha hiçbir yerde görmeyeceğiniz insanlarla burada kısa süreli dostluklar kurabilirsiniz. Buranın verdiği huzurla sanki yıllardır tanışıyormuş gibi sohbet etme, beraber Allahü Te’âlâ’ya el açma fırsatına kavuşabilirsiniz. Keşke her yer böyle olsa değil mi? 😊
Öte yandan burada küçük, büfe tarzı yerler var. Tepeye gelince yaptığınız şeylerden biri, burada hazırlanan sıcacık, mis gibi gözlemelerden de yemek olsun.
Yuşa Tepesi Manzara
Burası İstanbul manzarasını tüm görkemiyle izleyebileceğiniz bir yer. Değişik açılardan göz alıcı panoramik görüntüler sunuyor.
O yüzden burada çok güzel fotoğraf kareleri yakalamanız mümkün.
Önce bölgeyi turlayın, keyifli bir doğa yürüyüşü olur. Daha sonra bahçesinde oturup biraz soluklanın. Tepenin etrafını kaplayan muhteşem doğayı seyredin, sessizliği dinleyin.
Bu tepe Karadeniz’i ve İstanbul’u aynı anda görüyor. Etrafındaki ormanlar, bu dokuya ayrı bir zenginlik katıyor.
Yuşa Tepesi manzarası sayesinde tüm haftanın yorgunluğunu atabilir, huzuru iliklerinizde hissedebilirsiniz. Şehre başka bir perspektiften bakmak, sizin için unutulmaz bir deneyim olacak! Eminiz ki buradan ayrılmakta zorlanacaksınız.
Boğaz’ın güzelliklerini hiç alışık olmadığınız bir noktadan görecek, manzaraya meftun olacaksınız. Hatta karşı kıyı Anadolu Yakası mı yoksa Avrupa yakası mı diye ikileme düşebilirsiniz. 🙂
Anadolu Kavağı’nın Avrupa tarafında bulunan kardeşi, Rumeli Kavağı buradan çok hoş görünüyor. Böyle bir yerde insan fotoğraf çekmek için telefonuna sarılmasın da ne yapsın?
Yuşa Tepesi Kahvaltı
Buraya erken saatlerde gelip, manzaraya karşı kahvaltı etme keyfini de yaşayabilirsiniz. Tercih edilen en popüler mekân, Yuşa Kahvaltı evi. Burası nezih bir aile tesisi. Adı kahvaltı evi olsa da pek çok alternatif sunuyor.
Kendi yaptıkları enfes sucuklardan lokum gibi pirzolaya, Trabzon Akçaabat köftesinden salata ve garnitürlere kadar zengin bir menüsü var. Alkol bulunmuyor. 2 kişinin ödeyeceği fiyat ortalama 80-100 TL.
Yol tarifine buradan ulaşabilirsiniz. Hakkındaki yorumları görmek için bu adresi ziyaret edebilirsiniz.
Öte yandan, yukarıda da söylediğimiz gibi gözleme lezzeti de bir başka seçenek. Beykoz Yuşa Tepesi gezisine şahsi aracınızla çıktıysanız, bir şeyler yemek için Anadolu Kavağı’ndaki mekânları da tercih edebilirsiniz. Burası Yuşa Tepesi’ne takriben 5 dk sürüş mesafesinde.
Anadolu Kavağı’nın en güzel kahvaltı yerlerinden bazıları ise şöyle:
- Çam Vadisi Cafe: Yol tarifi için tıklayın!
- Yoros Cafe&Restaurant: Yol tarifi için tıklayın!
- Kavak Çapari Restaurant: Yol tarifi için tıklayın!
- Kavak Doğanay Restaurant: Yol tarifi için tıklayın!
- VosVos Cafe: Yol tarifi için tıklayın!
- Muhammed Abi Kahvaltı Yeri: Yol tarifi için tıklayın!
Yuşa Tepesi Yeme-İçme
Kahvaltı değil de buraya gelmişken güzel bir yemek yemeyi düşünürseniz önerimiz yine Anadolu Kavağı’ndaki restoranlar:
- Köşem Balık Lokantası onlardan biri. Burası tepeye yaklaşık 1,3 km uzaklıkta. Yol tarifi için tıklayın!
- Dilerseniz Ceneviz Balik Restoran’a da uğrayabilirsiniz. Yol tarifi için tıklayın!
- Yosun Restaurant da bir başka popüler mekân. Yol tarifine buradan ulaşabilirsiniz.
- Kayıkçılar Balık & Midye Restaurant da balık ve deniz mahsulleri konusunda iddialı. Yol tarifi için tıklayın!
- Kahvaltı mekânı önerilerimizde de kendisinden bahsetmiştik. Tarihi Yoros Kalesi’ni ziyaret edebilir, Yoros Cafe Restaurant’da mola verebilirsiniz. Yol tarifi için tıklayın!
- ‘Deniz ürünleri ağırlıklı olmasın, Türk mutfağından lezzetler arıyorum.’ diyorsanız seçiminizi Kavak Baba Restoran’dan yana yapabilirsiniz. Buyrun yol tarifi.
- Son olarak Yedigül Restoran’ı da tavsiye edebiliriz. Yol tarifi için tıklayın!
Yuşa Tepesi Nerede?
Burası Boğaziçi’nin Anadolu kıyısında, Beykoz ilçesinde yer alıyor. İstanbul’un şirin bir balıkçı kasabası olan Anadolu Kavağı’na giden yolun üstünde bulunuyor.
Cami ile türbenin yer aldığı bölge, ‘ikinci derece askeri güvenlik bölgesi’ statüsünde. Bu nedenle çevresi tel örgülerle korunuyor.
Hazret-i Yuşa Tepesi yol tarifi için tıklayın!
Yuşa Tepesi Nasıl Gidilir?
Anadolu Kavağı’na gelmek için, Eminönü’nden hareket eden şehir hatları vapurlarını kullanabilirsiniz. Ya da Atatürk Arboretumu ile meşhur Sarıyer ilçesinden kalkan tekneler de buraya rahatlıkla ulaşmanızı sağlayabilir.
Tepesi’ne Toplu taşıma olarak otobüs tercih edebilirsiniz. Tepeye çıkan farklı bir toplu ulaşım aracı yok. 135G, 15TY, 15T nolu otobüsleri kullanabilirsiniz.
Dilerseniz Kadıköy üzerinden buraya 15 BK Dereeski- Kadıköy- Beykoz veya 15 F Kadıköy- Beykoz hattıyla ulaşım sağlayabilirsiniz.
Mecidiyeköy tarafından da gelebilirsiniz. 121 A otobüsleriyle Beykoz On Çeşme durağına varırsınız. Oradan 15A numaralı otobüse binerek Hz. Yuşa Tepesi durağında inebilirsiniz.
Otobüsten indikten sonra yaklaşık 5 dk yokuş çıkmanız gerekecek, ona göre… Özel aracınızla gelecekseniz, Kavacık sapağından Beykoz istikametinde ilerleyin. Tokatköy’e ulaşın ve tabelaların gösterdiği yönden devam edin. Yol biraz virajlı fakat buranın verdiği o tatlı huzur için her şeye değer! Bu arada aracınızı park edebileceğiniz ücretsiz bir otopark mevcut. Fakat hafta sonu park yeri bulmakta zorlanabilirsiniz. Fırsatınız olursa hafta içi gelmeniz daha iyi.
Yuşa Tepesi Ulaşım
Anadolu Kavağı ile Tokatköy arasında yer alan Yuşa Tepesi’ne ulaşım için Kavacık Kavşağı’ndan devam edip Yeni Riva Yolu’na bağlanabilirsiniz. Tepeye varmak için tabelaları izlemeniz yeterli.
Kavacık ile Yuşa Tepesi arasında ortalama 40-45 dakikalık mesafe mevcut. Maltepe, Tuzla, Pendik ve Kartal’dan gelecek olanların takip etmesi gereken rota şöyle:
Metroyla Göztepe İstasyonuna gidin, Merdivenköy çıkışından çıkın ve 15BK İETT otobüsüne binin. Anadolu Kavağı durağında inerek 15A’ya aktarma yapın.
Ya da 500T nolu İETT otobüsüne binip Anadolu Kavağı durağında inin, yine
15A’ya aktarma yapmanız gerekecek.
Sultanbeyli, Çekmeköy ve Sancaktepe taraflarından gelecek olanlar 122H veya 522ST nolu İETT otobüslerini kullanabilir.
Otobüsle gelirseniz tepenin altında bulunan yolda ineceksiniz. Otobüsler genellikle daha yukarı çıkmıyor. İş başa düşüyor!
Bazı kadınlar toplaşıyor ve özel minibüs tutmayı tercih ediyor. Onlardan birine denk gelirseniz ve araçta boş yer varsa sizi de alabilirler. İnişi o kadar değil ama, çıkması epey zahmetli. Hele yaz mevsiminde geliyorsanız tempoyu iyi ayarlamanız gerek. Yoksa kan-ter içinde kalmanız işten bile değil.
Bu sebeple iyisi mi yukarı çıkan bir otobüse veya arabaya el kaldırıp sizi kabul etmeleri için şansınızı deneyin.
Yukarı çıkınca giriş için iki yoldan birini tercih edebilirsiniz: Küçük bir ağaçlıktan geçerek cami şadırvanının ve tuvaletlerin olduğu yere gelip cami girişinden girebilirsiniz. İbâdet edecekseniz dilerseniz önce burada abdest alabilir, sonra camiye girebilirsiniz.
Yuşa Tepesi Yakınında Gezilecek Yerler
Otobüslerin Yuşa Tepesi durağından ne zaman geçtiğini öğrenin, tepeden iniş zamanınızı o saate denk getirin. Tepede bir şeyler atıştırmadıysanız, beklerken durağın karşısındaki kafede yemek yiyebilirsiniz.
Beykoz’un cazibe merkezleri buraya çok yakın. Turlamaya Anadolu Kavağı’ndan devam edebilir, dilerseniz sonra Beykoz’un farklı noktalarına yelken açabilirsiniz. İşte size birkaç gezi önerisi:
- Anadolu Kavağı: Tarihi dokusuyla öne çıkan bu yer, her köşesinde Boğaz’ı, denizi hissettiriyor. Hazret-i Yuşa Tepesi ile arasında sadece 4 km’lik bir mesafe var. Boğaz’ın Karadeniz tarafına açılan kapısı durumunda ve hem doğal hem de kültürel yerler bakımından zengin bir gezi durağı. Kasabanın tarihi sokakları sizi geçmişe götürecek. Burası mahalle kültürünü henüz yitirmemiş nadir yerlerden. Asırlık çınar ağaçlarını ve eski ahşap evleri yakından görmelisiniz. Kahvehanelerde oturan amcalara tanık olmalı, özlem duyduğunuz mahalle atmosferini burada yaşamalısınız. Anadolu Kavağı yol tarifi için tıklayın!
- Yoros Kalesi: Anadolu Kavağı’nın önemli turistik değerlerinden biri olan kale Doğu Roma dönemine tarihleniyor. Burası Yuşa Tepesi’nin kuzeyinde yer alıyor. Nostaljik atmosferi ve büyüleyici manzarasıyla görülmeye değer. Yol tarifi için tıklayın!
- Midillili Ali Reis Camii: 1593 yılında inşa edilen cami, son derece sade bir mimariye sahip. Midillili Ali Reis’in türbesi de caminin hemen yanında. Yol tarifi için tıklayın!
- Poyrazköy: Anadolu Kavağı’nın kuzeyinden devam ederek buraya ulaşabilirsiniz. Küçük ve fakat oldukça güzel bir plajı olan Poyrazköy, temiz havanın tadını çıkarmak ve manzara eşliğinde piknik yapmak için doğru bir tercih. Yol tarifi için tıklayın!
- Anadolu Feneri: Burası da Hazreti Yuşa Tepesi yakınlarında gezilecek yerler arayanlar için harika bir destinasyon. Karadeniz ile Boğaz burada birleşiyor. Mükemmel manzarasıyla gözlere şenlik Anadolu Feneri’nin yol tarifi için tıklayın!
- Fatih Korusu doğayla iç içe olabileceğiniz bir başka yer. Hafta sonu güzel bir kaçamak yapmak, şehirden uzaklaşıp ruhunuzu dinlendirmek için burayı tercih etmeniz şiddetle önerilir. 😊 Daha detaylı bilgiyi Fatih Korusu Otağtepe yazımızdan edinebilir, yol tarifini burada
- İstanbul’un en meşhur kahvaltı ve düğün mekânlarından olan Hidiv Kasrı’na da gidebilirsiniz. Şahane manzarasını yakından izleyebilir, göz kamaştıran fotoğraflar çekebilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için Hidiv Kasrı rehberimize bakabilir, yol tarifine buradan ulaşabilirsiniz.
- Hazreti Yuşa Tepesi ve çevresini gezdikten sonra kendinizi doğanın kollarına bırakmak isterseniz ver elini Polonezköy diyebilirsiniz. Piknik ve kamp için de gayet uygun bir yer olan Polonezköy Tabiat Parkı’nda tüm stresinizden kurtulup bol bol oksijen depolayabilirsiniz. Beykoz’un bu saklı cenneti hakkında her şey Polonezköy Tabiat Parkı içeriğimizde! Yol tarifi için tıklayın!
- Son önerimiz Mihrabat Korusu. Manzara deseniz burada da âlâsı var, doğa kapılarını açmış sizi bekliyor! Mihrabat Korusu adlı sayfamızda konuyla ilgili tüm bilgiler mevcut. Yol tarifi için tıklayın!
Sonuç olarak Yuşa Tepesi İstanbul şehrinin manevi direklerinden, yürek ferahlatan mekânlarından, en kıymetli hazinelerinden biri. Onun değerini bilmek ziyaret etmekle olur. Umarız en kısa zamanda İstanbul Yuşa Tepesi gezi planlarınızda yer edinir.
İstanbul’un gönül sultanları çok. Sarıyer’de bulunan Telli Baba hazretlerinin türbesiyle Beykoz’daki Hazreti Yuşa türbesi, Boğaz’da karşılıklı olarak konumlanmış durumda.
Yuşa Hazretleri Tepesi, gerçekten o yüce peygamberin kabrine ev sahipliği yapmasa bile, samimiyetle buraya gelip dua edenler karşılıksız kalmaz. Öyleyse hem burayı, hem Boğaz’ın diğer manevi bekçilerini ziyaret edelim. Buradaki mübârek Allah dostlarının feyizlerinden nasiplenmeye çalışalım.
Nitekim eskiden Boğaz’da seferler düzenlenirken kaptanlar, bu velîlerden himmet isteyerek sefere başlıyorlarmış. Beykoz’dan geçerken, yolcularından Yuşa aleyhisselam için Fâtiha okumalarını isterlermiş.
Gemiciler Karadeniz’e giderken ve dönüşte sahile yanaşıp Boğaz’daki Allah dostlarına selam vermeyi unutmazlarmış.
Biz de gezi rotamıza Hazret-i Yuşa Tepesi ve diğer maneviyat büyüklerinin türbelerini eklemeyi unutmayalım. Bu tepenin mistik havasını solumak, İstanbul’un manzarasını buradan seyretmek paha biçilmez bir duygu.
Bu arada Beykoz, koskoca İstanbul’un 39 ilçesinden biri sadece. Haksızlık etmeyelim, bu şehirde daha gezilip görülecek tonla yer var.
Keşfe çıkmak isterseniz İstanbul’da fotoğraf çekilecek yerler yazımıza bekleriz. Daha kapsamlı bir içerik arayanlara repertuvarımızdan inciler, en geniş İstanbul gezi rehberi yazımızda!